Normal değerlerin altına inen kan şekeri, vücutta bazı belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur.
Diyet yapmaktan vaz geçiren açlık krizleri nasıl kontrol altına alınabilir?
Tek bir cümle ile cevap vermek istersek az ve sık beslenerek diyebiliriz. Bu hafta asıl konumuz neden az ve sık beslenmek?
NEDEN AZ VE SIK BESLENMEK?
Hangi hormon dengesizliği nedeniyle şişman olunursa olunsun, her sorunun altında insülin hormonu bulunur. Çünkü her hormon insülin ile etkileşim halindedir.
Doyma hissi, karın kaslarının gerilmesi ve kan şekerinin yükselmesi ile oluşur. Bazen çok fazla yenildiği halde doygunluk hissi oluşmadığı, bazen de bir
lokma yenildiği halde hemen doygunluk hissi oluştuğu görülür. Kan şekerinin yükselmesi doygunluk hissini oluşturur. O halde doygunluk hissetmek için kan şekeri normal değerlerde tutulmalıdır.
Daha önceki yazılarımda değindiğim gibi insülin hormonunun görevlerini tekrar hatırlayalım. Görevlerinden biri kandaki şekeri dokulara götürmek, diğeri de dokulara götürdüğü kan şekerini yağ olarak depolamaktır. İnsülin hormonunun salgılanması kontrol altına alınırsa, kan şekeri çok düşmeyeceği için doygunluk hissi oluşması kolaylaşır.
Yemek yedikten yarım saat sonra kan şekeri en yüksek değere ulaşır. İnsülin hormonu kan şekerini düşürmek için salgılanır. Eğer yemek yedikten 1 saat, 2 saat sonra kan şekeri bakılırsa insülin hormonu sayesinde düştüğü görülür. 3 saat sonra kan şekeri en az değere ulaşır. Eğer insülin hormonu çok fazla salgılanıyorsa 3. saatte kan şekeri olması gereken normal değerin altına iner. Kan şekerinin olması gereken normal değerinin altına inmesine HİPOGLİSEMİA (kan şekeri düşüklüğü) denir.
Normal değerlerin altına inen kan şekeri vücutta bazı belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Aşırı açlık bu nedenle ortaya çıkar. Açlığın yanında el titremesi, sinirlilik konsantrasyon bozukluğu, bulantı, baş ağrısı hatta bayılmaya kadar giden belirtiler.
Kişi bu durumda kan şekerini yükseltmek durumunda kalır. Şekerli besinlere veya karbonhidratlı besinlere saldırır. Öyle ki bu durumda ilaç gibi yemek yer. Yemez ise öleceğini zanneder. Bazen belirtiler o kadar şiddetlidir ki hastaneye gidilmek zorunda kalınır. Hastanede kan şekerini yükseltmek için şeker, damardan serum olarak verilir.
Diyet yaparken veya günlük beslenmemizde bu açlık krizlerine yakalanmamak için kan şekeri çok düşmeden yemek yemek gerekir. Besinler glisemik indeksi düşük olanlardan seçilmelidir. Her öğünde ekşi mayalı tam buğday unu veya siyez buğdayı unu ile yapılmış ekmek yer almalı, şekerli besinler günlük beslenmeden çıkartılmalıdır. Ekmeğin yanında et, süt, yoğurt, peynir gibi protein içeren besinler yer almalıdır. Proteinli besinler karbonhidratlı besinlerin emilimlerini yavaşlatarak kan şekerinin ani yükselmesini engelleyerek salgılanan insülin hormonunun miktarını azaltır. Böylece kan şekeri düşmediği için açlık krizleri kontrol altına alınabilir.
Her öğün bu tür ekmekten yenmez ise kan şekerini yükseltmek için şekerli besinler yemek zorunda kalınabilir. Bu da tekrar kan şekerinin düşmesine ve açlık krizine neden olur.
O halde özetlersek açlık krizi olmaması için 3 saatte bir sağlıklı ekmek, yanında protein içeren (et, süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi) bir besin yenmeli ve günlük beslenmeden kan şekerini çok düşüren şeker çıkartılmalıdır.
Doğru besinlerle az ve sık yemekteki amaç; az ve sık insülin salgılatmaktır. İnsülin hormonunun azaltılması demek; kan şekerinin düşmesinin engellenmesi demektir. Kan şekerinin düşmemesi demek, açlık krizlerinin engellenmesidir.